16 Kasım 2013 Cumartesi

'Vampir Akademisi' Set Röportajları: Danila Kozlovsky


Fangirlish - Karakterinin kısa bir tanıtımı ve hikayedeki yeriyle başlasak olur mu?

Danila Kozlovsky: Karakterimin adı Dimitri. Öncelikle o bir Rus fakat çok uzun zamandır Amerika'da yaşıyor ve çalışıyor. Rus derken Rus kişiliğine sahip olduğunu da söylüyorum aynı zamanda; kalben ve ruhen de Rus. Bana göre Dimitri esrarengiz bir kişi ve karakter. Ne demek istediğimi anlıyor musunuz? Mesela bir kere eski tarz müzikler dinliyor. Kovboy romanları okuyor ve upuzun bir trençkot giyiyor. Fakat o aslında 24 yaşında oldukça genç bir adam. Esrarengiz tarafı bana çok çekici geliyor. Hem de fazlasıyla çekici, ki sadece benim için geçerli bir durum da değil bu.

Dimitri çok kontrollü bir karakter fakat aslında Rose'un ortaya çıkardığı çok fazla özelliği de var. Bu durumu senin açından ele alırsak eğer daha önceki işlerinden Dimitri rolüne neler kattın?

Danila: Güzel soru. Dimitri neredeyse mükemmel biri. Onun gibi olmak oldukça zor. Yani eğer Dimitri'ye benziyorum dersem bu hiç de alçakgönüllü bir yorum olmaz. Fakat ne yazık ki ben Dimitri değilim bu yüzden ileride Dimitri gibi olmak için daha çok çaba sarf edeceğim.

Aranızda ne gibi farklar var?

Danila: Aramızda ne gibi farklar mı var?

Yani demek istediğim vampir olmaman dışında.

Danila: Ah, evet. Bu en önemli fark bu arada. Çok sakin, çok zeki. Akıllı. Bilge biri. Bilge biri ama o aslında sadece 24 yaşında.

Çok fazla bilgisi ve deneyimi var.

Danila: Evet, kesinlikle. Sanıyorum ve umuyorum ki aramızda ortak bir nokta vardır.

Yanında kitabın var, filmi çekerken de kitaba mı başvuruyorsun?

Danila: Evet, yanımda bir kitap var. Bu kitap Richelle tarafından imzalandığı için çok özel. Fakat Londra'daki dairemde okumak için bir kitabım daha var. Sadece ilham almak için kullanıyorum.

Sürekli kitaba mı başvuruyorsun?

Danila: Evet, elbette. Kitaptaki bazı notlara başvuruyorum. Kendi notlarım ve işaretlediğim yerler.

Dimitri'nin karakterinde seni onu canlandırmaya iten ve en çok sevdiğin şey neydi?

Danila: Yaşlı bir ruha sahip olduğunu söylemiştim. Mesela ben şahsen Frank Sinatra, Tony Bennett ve Nat King Cole'u çok severim. Eski tarz müzikler yani. Esrarengiz tarafını seviyorum. İnsanlara davranış şeklini seviyorum. Çok saygıl* biri. İngilizce'm için üzgünüm...

*Saygılı biri diyorsun.

Danila: Evet.

Vampir Akademisi'nin arkasında şimdiden böylesine büyük ve etkili bir hayran topluluğunun olması korkutucu mu? Yoksa bu, durumu daha da mı eğlenceli kılıyor?

Danila: Öncelikle tüm Vampir Akademisi hayranları harikalar. Bize çok destek veriyorlar. Onları anlıyoruz.

Oyuncu seçimleri konusunda çok mutluydular.

Danila: Evet. Böylesine hayranlara sahip olduğumuz için gerçekten çok mutluyum. Elbette biraz baskı hissediyoruz fakat bu anlaşılır bir şey. Her neyse bence bu durum çok eğlenceli. Hayranlarımızı seviyoruz.

Peki kendi adına film vizyona girdikten sonra hayranlardan gelecek olan baskıya hazır mısın?

Danila: Bilemiyorum, bekleyip göreceğiz.

Seni gizli gizli takip edebilirler.

Danila: (Gülüyor) Bilemiyorum, bakacağız.

Sana çılgınca şeyler gönderebilirler.

Danila: Bekleyip göreceğiz. Ama söz veriyorum öyle bir şey olursa size söylerim.

Bu konuda bir kitap yaz.

Danila: Tamam.

Mark ile çalışmak nasıldı? Bir yönetmen olarak nasıl biri?

Danila: Mark mükemmel. O mükemmel bir adam. Muhteşem bir yönetmen. Ne mutlu ki Rusya'da çok fazla yönetmenle çalıştım. Bu benim ilk İngilizce filmim. Amerikalı bir yönetmenle ilk deneyimimdi ama o kesinlikle harika birisi. Çok çok zeki. Ne istediğini biliyor ve bu da çok önemli. Harika bir hayal gücüne sahip. Bazen inanılmaz şeyler ortaya çıkarabiliyor. Harika biri. Onu seviyorum.

Eğlenceli biri mi?

Danila: Onunla çalışmak gerçekten çok eğlenceli. Onunla çalışma imkanı yakaladığım için çok mutluyum.

Doğaçlama mı yapıyorsun? Yoksa tamamen senaryoya mı bağlı kalıyorsun?

Danila: Tabii ki bir senaryomuz var. Senaryo en önemli şeydir fakat bir kural değildir. Takip etmen gereken büyük bir kural söz konusu değil yani. Elbette size yol gösterir. Ama örneğin bir sahneyi defalarca tekrarladıktan sonra bana ne istersem yapmam için bir fırsat verildi. Mark Waters,  "Tamam dostum, şimdi senin sıran. İstediğin her şeyi yapabilirsin." diyordu  ve ben de yapıyordum. Harikaydı.

Böylesine bir özgürlüğe sahip olmak harika, o zaman doğaçlama en iyisi değil mi?

Danila: Evet, elbette.

Kitaptaki en sevdiğin Dimitri sahnesi hangisi?

Danila: Kitaptaki en sevdiğim sahne... Pek çok favori sahnem var ama tabii ki Şehvet Büyüsü sahnesi favorim. Ne de olsa ben bir erkeğim. Bu gayet normal. Rose ve Dimitri arasında geçen son sahnedeki konuşmayı seviyorum. Rose ve Dimitri arasında yaşananları seviyorum.

Bu çok eşsiz bir ilişki.

Danila: Kesinlikle haklısın. Çok eşsiz bir aşk hikayesi.

Çeviri: cenup | missfirat

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder