.jpg)
Vampir Akademisi, yarı insan yarı vampir yani Dampir olan Rose Hathaway'in (Zoey Deutch) hikayesini anlatıyor. Dampir ırkının çok önemli bir görevi var: Moroi denilen ölümlü vampirleri, Strigoi denilen kötü ve ölümsüz vampirlerden korumak. St. Vladimir Akademisi ise Rose'un bu kaderine hazırlandığı yer.
Bunun sadece bir vampir filmi olduğunu mu düşünüyorsunuz? O zaman tekrar düşünün. Deutch, bu filmi diğerlerinden ayıran nokta için "Bu iki kız arasındaki gerçek bir dostluk hikayesi ve çok da komik bir hikaye," diyor.
Kan emmek komik mi yani? "Evet," diyor Deutch. Ayrıca yönetmen Mark Waters'ın klasik gençlik kara komedileri Mean Girls ve Heathers'a benzer bir film yarattığını söylüyor.
Filmi, "Eğlenceli, seksi ve gerilimli," diye tanımlıyor. "Eğer gülmekten ve eğlenmekten hoşlanıyorsanız o zaman Vampir Akademisi'ni seveceksiniz demektir."
Setteki diğer oyuncularla nasıl anlaştığını sorduğumuzda; rol arkadaşı Lucy Fry'la "çok farklı kişiler" olmalarına rağmen çok yakın ve iyi arkadaş olduklarını söylüyor.
Kitabın sadık hayranları filmin romana oldukça yakın olduğunu duyduklarında çok sevineceklerdir eminiz. Deutch, yazar Richelle Mead'in kendi vampir vizyonuna bağlı kalmalarını sağladığını söylüyor.
Peki ama Deutch kitap serisi hakkında ne düşünüyor? "Sadece ilk kitabı okudum çünkü hem karakterime olabildiğince bağlı kalmak istiyorum hem de serinin devamı konusunda beklenti içine girmek istemiyorum."
Çekimlerinin neredeyse tamamının gece yapıldığı düşünülürse bu sürecin kanlarını kuruttuğunu söyleyebiliriz sanırım. "Düpedüz vampirlerin hayatını yaşadık," diyor Deutch. Karaktere bürünmek için en doğru yol!
Onu uykusuz bırakan işiyle ilgili en güzel şey ne miydi? Deutch, böyle bir kara komedi çektikten sonra bir aktris olarak olgunlaştığını ve sonsuza dek oyunculuk yapmak istediğini söylüyor. Eh Zoey bizce de önünde ölümsüz bir kariyer var!
Çeviri: cenup
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder