Sarah Hyland: Senaryo elime geçtiğinde çok güzel olduğunu düşündüm ve ayrıca bu bir vampir filmiydi. Karakterim Natalie ise başına gelenlere rağmen harika biri. Kast yönetmeni ile Skype aracılığıyla görüştük, kamera karşısında rolümü canlandırdım ve bunu kaydettik. Biraz garip bir deneyimdi çünkü ses ve görüntü kalitesi hiç de iyi değildi. Ardından yönetmenimiz, Mark da benimle Skype aracılığıyla görüşmek istedi; o sırada kendisi Londra'daydı ben ise Bonnie and Clyde'ın çekimlerindeydim. Teknik ekipten birinin yardımıyla kamera kurulumu gerçekleştirdik, Mark'ın gözlemciliğinde ben rolümü canlandırırken kamera kurulumu yapan arkadaşım da senaryo okumasında bana yardım etti. Karşılıklı hiçbir oyuncu ile senaryo okuması yapmadım yani oyuncu seçmelerinde şahsen bulunmadım.
Vampir Akademisi'nden haberdar olmayan dünyadaki birkaç kişi için karakterinin serideki yerini anlatır mısın?
Sarah: Karakterim Natalie Dashkov, Victor Dashkov'un yalnız, asosyal, kaçık ve dedikoducu kızı. Akademi'den kaçan Lissa ve Rose yakalanıp geri getirildiğinde Natalie ile arkadaşlık kuruyorlar çünkü okuldaki sosyal tabakadan uzak durmayı planlıyorlar ve Natalie de bariz bir şekilde bu tabakanın bir üyesi değil. Yani size söyleyebileceğim tek şey Natalie ile arkadaş oldukları.
Kitapta okuduğun ve çekmeyi sabırsızlıkla beklediğin bir sahne var mı?
Sarah: Sabırsızlıkla beklediğin sahneyi çoktan çektik ama bu sahne hakkında konuşamam üzgünüm.
Karakterin normalde canlandırdığın rollere pek de benzemiyor, diğer rollerine oranla ne gibi farklılıklar var?
Sarah: Natalie sakar, inek ve asosyal biri ve açıkçası Hayley'den (Modern Family'deki karakteri) oldukça farklı. Hayley'in bazı davranışlarını rolüme taşımak çok eğlenceliydi. Richelle'in çok zekice yarattığı bu karaktere kimsenin fark edeceğini sanmadığım ufak bir seğirme hareketi ekleyerek çok eğlendim.
Kitabın sonuna dair ipucu vermeden; pek çok okuyucu sonunda çok şaşırdı, senin tepkin nasıl oldu onu merak ediyorum?
Sarah: Benim tepkim oldukça cooldu (gülüyor). Sürprizi bozmak istemiyorum o yüzden çok bir şey söylemeyeceğim. Ama evet, kitabın sonu çok cooldu.
Aksiyon içeren bir sahnede yer aldın mı? Ve o sahnelerdeki hareketlerin için herhangi bir antrenman yaptın mı?
Sarah: Evet. Ama çok üzgünüm arkadaşlar bu konu hakkında fazla konuşamıyorum. Ama ekip şahane! Hepimiz birbirimize çok ama çok yakınız.
Çekim mekanları hakkında ne düşünüyorsun? Çünkü Londra'da çekim yaptınız.
Sarah: İlk defa okyanus aşırı bir ülkede bulunuyordum yani doğal olarak Londra'da ya da herhangi bir Avrupa ülkesinde bulunmaktan dolayı heyecanlanıyor insan. Sadece sokaklarında yürümek bile benim için yeterli. O binaları ve diğer mimarileri görmek... çekimleri genellikle gece yaptığımız için gezmeye çok fazla zamanım olmadı ama haftaya boş vaktim olacak ve ABD'den erkek arkadaşım da gelecek. Böylece London Eye'ı gezmeye gidip diğer turistlerin yaptığı her türlü şeyi yapmayı planlıyoruz! Pinewood Stüdyoları'nda çekim yapmak da çok hoştu, James Bond stüdyolarını görme şansı yakaladık, Sinderella bile orada çekilmiş. Sürekli bu tarz setler görüyorsunuz ve böylesine ikonik bir stüdyoda çekim yapmak inanılmaz güzeldi. Çok eğlendik.
Oyuncu ekibiyle set dışında da birlikte takılıyor muydunuz?
Sarah: Yemeğe gidiyoruz, birlikte takılıyoruz ama Zoey ve Lucy dışında... çünkü onlar durmaksızın ve çok zorlu bir şekilde çalışıyorlar. Sürekli filme bir şeyler katma ve güzel bir şeyler ortaya çıkarma çabası içindeler ve bu yüzden günün sonunda bizimle takılmayı istemeyecek kadar yorgun olmalarına laf edemem. Ama size diyebilirim ki oda servisine dünya kadar para döktüm.
Hayranların verdiği destek hakkında neler hissediyorsun? Oyuncu seçimlerinden bu yana sizi sıkı bir şekilde takip ediyorlar ve setten her resim yayınlandığında çıldırıyorlar.
Sarah: Bence harika bir şey çünkü ben de Harry Potter zamanında böyleydim, o zamanlar daha 9 yaşındaydım ve filmler çıktığında inanılmaz bir heyecan yaratıyordu. Hayranların, hayran çalışmaları ve resimlerle gelmeleri muhteşem bir şey ve bunlardan bazıları o kadar iyi ki biri çıkıp 'Ah s..tir et diğerlerini gelin şu hayran yapımı afişleri kullanalım' derse hiç şaşırmam. Çünkü hepsi muhteşem şeyler. Hayranlar bize fazlasıyla destek veriyorlar ve gerçekten çok sevecenler. Umuyorum ki film vizyona girdiğinde bazı şeyleri batırırsam benden nefret etmezler. Verecekleri tepkiden dolayı endişeliyim ama umutluyum da yani ümit ediyorum ki beklentilerini karşılayan bir iş yapmışızdır. Bu bir film ve kitaplar filme uyarlandığında bazı kurnaz taktikler izlenir ama yine de senaryomuz kitaba olabildiğince sadık ve bence hayranlar filmi sevecekler. Yani öyle umuyorum.
Açıkça görünüyor ki Twitter'da oldukça büyük bir takipçi kitlen var. Hayranlardan mesajlar alıyor musun ve onlarla iletişime giriyor musun?
Sarah: Bizden bazı bilgiler sızdırmaya çalışıyorlar ama ağzımızdan bir şey kaçırmayacağımıza dair sözümüz var. Böylece biz de setteki sebzelerin resimlerini paylaşıyoruz çünkü onlarla bir şeyler paylaşmak istiyorduk ama buna iznimiz yok. Biz de yiyecekler, yemekler ve ışıkların resimlerini çekiyoruz. Ama hayranlar bir brokoli resmiyle bile çıldırdılar!
Hayranlarının Twitter'dan seninle böyle kolay bir şekilde iletişime geçmesi çok başka bir deneyim olmalı.
Sarah: Evet, eğlence dünyasında sır saklamak diye bir şey yok artık, benim dışımda çünkü ben her şeyimi gizli tutabiliyorum. Fakat Twitter'ı da seviyorum çünkü orada fikirlerinizi paylaşabiliyorsunuz. En azından bir şeyin olduğunu ya da olmadığını onaylama şansınız oluyor ya da bazı şeyler hakkında ne hissettiğinizi paylaşabiliyorsunuz. Ben çok sabit fikirli biriyimdir bunu Twitter'ımdan da anlayabilirsiniz zaten. Sabit fikirli ve inatçı. Ben bir New Yorklu'yum, bu özellikler kanımda var. Fikirlerini açıkça söylemek çok eğlenceli ama bu bazen başınızı belaya da sokabiliyor. Bazen söylediklerinde dikkatli olmalı insan, ama öte yandan orası sadece Twitter. Yani kimin umurunda?
Bazen insanlar rahatsız edici de olabiliyorlar...
Sarah: Her şeye hazırlıklı olmak lazım böylece kimse size zarar veremez.
Çeviri: elwiens
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder