26 Ekim 2013 Cumartesi

Coming Soon'dan 'Vampir Akademisi' New York Comic Con Panel Notları


New York Comic Con Vampir Akademisi paneline önceden kaydedilmiş bir video aracılığıyla katılan serinin yazarı Richelle Mead kitabının filme uyarlanışı hakkında konuşuyor: "Yedi yıl önce seriyi yazmaya başladığımda bu benim için yedek proje gibi bir şeydi ve tüm dünyada seriye bu kadar ilgili gösterilmesi konusunda inanılmaz mutluydum. Biraz sonra tanışacağınız insanlar ise Vampir Akademisi'ni bir başka boyuta; beyazperdeye taşıdılar. Çok zorlu çalışmalar sonrasında karakterlere ve hikayeye hayat verdiler ve yaptıkları iş karşısında şu anda olduğumdan daha memnun olamazdım herhalde."

Yönetmen Mark Waters, filmin şu anki durumundan bahsediyor: "Post-prodüksiyon aşamasının ortasındayız. İlk gösterimleri yapmaya henüz yeni başladık." 

Senarist Daniel Waters, yapımcı Don Murphy'nin yeğeni Nicole'ün katıldığı ilk özel gösterimden bahsediyor: "Kitapları uzun zaman önce okumuştu... Aslında Don'u filmi yapmaya ikna eden kişi de oydu ve sonra Don da beni ikna etti. Filmi izlerken aksiyon sahnelerinde hiçbir tepki vermedi. Romantik sahnelere geldik yine tepki vermedi. Komedi sahnelerine geldik, ben 'artık gülümse be kızım!' diye düşünürken o hala hiçbir tepki vermiyordu. Sonunda bu kızı boğazlayacağım diye düşünmeye başladım... ve film bittiğinde bize döndü, alnında bir ter damlası vardı ve 'Muhteşemdi,' dedi." 

Filmde oldukça önemli olan iki karakter, Rose ve Lissa'nın zorlu seçim süreci hakkında Lucy Fry şöyle konuşuyor: "Amerika'ya gittim ve ilk seçmelere katıldım. Role kendimi çok yakın hissettim ama canlandırdığım sahne kaydedilmedi. Odadaki yetkililerden iyi tepkiler aldım fakat beni geri aramadılar: Rolden vazgeçmeye hazır değildim çünkü karakteri çok sevmiştim bu yüzden kendi video kaydımı yaptım ve onlara gönderdim." 

Yönetmen Mark Waters araya giriyor ve şöyle devam ediyor: "Oyuncuları karşılıklı da denemek istiyorduk. Elimizde birkaç tane Rose ve Lissa adayı vardı ama kast yönetmenimiz 'biliyorum deneme çekimlerimizi tamamladık ve her şeye karar verdik ama sizden elime yeni ulaşan şu videoya bakmanızı istiyorum,' dedi. Videoyu izledik ve 'Tamam. Onu da yanında getir!' dedik."

Denemelerde Lucy Fry ile eşleşen Zoey Deutch bir anda ona karşı ne kadar korumacı hissettiğinden bahsediyor: "Seçmelerden dönerken Lucy'yi evine kadar bıraktım... Los Angeles'ı bilirsiniz, Lucy Fry gibi sarışın, mavi gözlü, tatlı, sevimli ve eğlenceli biri gideceği yönü bile bilmeden yürüyürek ya da otobüs kullanarak kaldığı eve gidecekti... ve ben 'Hiç sanmıyorum' diye düşünmüştüm."

Zoey, Moroiler'i Strigoiler'e karşı koruyabilecek bir Dampir gücü ve kabiliyetine sahip olup olmadığı hakkında konuşuyor: "Egzersiz yaptım, dövüş teknikleri öğrendim ve aksiyon sahneleri için koreografi çalıştım. Egzersiz derken; kas yapma üzerine çalıştım ve bir günde dört taneden fazlasını tavsiye etmeyeceğim o protein içeceklerinden tükettim."

Daniel Waters, sıradışı bir genç kız olan Rose Hathaway gibi bir başrol karakterine sahip olmaları hakkında şöyle diyor: "Benim erkekleri sıkıcı bulma durumum biraz çıkar amaçlı aslında çünkü erkek karakterler çözülmesi zor tipler değiller. Biz erkekler o kadar da karışık kişilikler değiliz yani. Shakespeare bile bunu çok önceden anlamış ve bana göre bir kadın başrolle yola çıkmak her şeyi değiştirir."

Daniel Waters, Rose'un sıradışı ve aşırı kişiliğiyle Zoey'ninkinin örtüştüğünü belirtiyor: "Bence Zoey ve ben gerçek hayatta iş için farklı bir ortama gireceğimiz zaman kendimize çeki düzen vermemiz gerekiyor çünkü ikimizin de aşırı davranışları olabiliyor. Rose'la ilk defa kendimi frenlemek zorunda kalmadım. Kimse bir karakteri bu denli aşırı, kaba, komik ve acımasız yaptığım için beni eleştiremezdi... Sonunda yazarken kendimden geçebileceğim bir karakter yazabildim çünkü bu Rose'du."

Mark Waters, kitabın filme uyarlanırken uğradığı değişim hakkında konuşuyot: "Pek çok sahnedeki pek çok önemli an filmde var. Okur için büyük olan ve filmde olmayan tek bir sahne dahi yok."

Daniel Waters, yazım ve sinemanın iki farklı sanat dalı olduğunu belirtiyor ve bazı değişikliklerin kaçınılmaz olduğunu söylüyor: "Kitapta bir sahne vardı tavşan ölüyordu ve Lissa 'ayyy tavşan' diyerek sızlanıyordu bense 'Hadi ama!' diyordum. Daha kaç hayvan öldürmemiz gerekiyor? Ve bir şey açıklayayım, bir kadın yazarın kitabını uyarlamak için erkek bir senarist seçerseniz senaryoda bazı şeylerin kaybolmasının normal karşılaması gerekir. Mesela Dimitri'ye asla ruj aldıramazdım."

Mark Waters, ruj sahnesinin çıkarılmasının hayranları hayal kırıklığına uğratsa da Gölge Öpücük'ün etkilerinin hayranları çok memnun edeceğini belirtiyor: "Kitabı okuduğumda farklı bulduğumuz ve en çok eğlendiğimiz şey Rose'un Lissa'nın aklına girişiydi yani Danny'nin tabiriyle 'Lissa görüsü'. Çünkü daha önce böyle bir şey çekmemiştim. Kişiye sabitlenen bir kamerayla Lissa'nın görüşünden göstermek istediğimiz sahneleri çektik ve bazı farklı açılardan da çekimler yaptık - ki böylece Rose'a neler olduğunu da gösterebildik. Rose'un Lissa'nın aklına geçişini gösteren çok ilginç ve orijinal şeyler yaptık."

Mark Waters filmin müziklerinden bahsediyor: "Her zaman çalıştığım besteci Rolfe Kent ile çalışıyorum ve kendisi film için heyecan verici besteler hazırlıyor. Şarkılar çok önemli olsa da bunun için henüz çok erken bir aşamadayız. Bazı müzisyenlerden film için şarkılar yapmasını isteyeceğiz ve bu şarkılardan biri cover diğeri orijinal bir şarkı olacak ve bazı farklı denemeler de yapıp hangisini daha çok sevdiğimize bakacağız."

Vampir Akademisi Panelinin Tamamı





Çeviri: elwiens
CominSoon | Youtube

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder