Eğer ikiniz de Moroi olsaydınız hangi element gücüne sahip olmak isterdiniz?
Lucy: Ruh.
Zoey: Ruh!!! Tabii ki.
Filmi izleme konusunda sizi en çok heyecanlandıran şey nedir?
Lucy: Immmm... gerçekten güzel bir soru. Sanırım seyirci tepkilerinden dolayı endişeliyim, yani insanlarla filmimizi paylaşacağımız için heyecanlıyım ama umuyorum ki keyif alırlar.
Zoey: Filmi izledim, son halini de gördüm ve beni en başından beri tek endişelendiren şey filmin teması, çünkü çok farklı bir iş. Bu filmi gerilim, dram ya da romantik gibi bir türe uygun bulmuyorum. Tam bir tür bulamıyorum ama izledikten sonra sahip olduğu temanın kalıcı olduğunu fark ettim. Komedi daha uygun düşüyor çünkü tüm bu unsurlar arasında beni an çok endişelendiren oydu. Fakat artık endişe etmiyorum çünkü filmin çok kendine özgün bir havası var.
Birbiriniz dışında filmde birlikte çalıştığınız en favori oyuncunuz kim? Ve Zoey, umarım bunu söylemem seni rahatsız etmez ama annen acayip seksi.
Zoey: Evet, biliyorum ama ben 6 yaşındayken bir hayranı Tom Cruise'la olan bir sevişme sahnesinden resmini getirip annemden onu imzalamasını istemişti. Çok korkutucuydu çünkü o resim yüzünden annemin babamı artık sevmediğini düşünmüştüm... (Favori oyuncusu) Danila Kozlovsky.
Lucy: Bu çok zor çünkü herkes inanılmazdı. En çok şu kişiyi seviyorum diyemediğim için şanslı hissediyorum çünkü herkesi çok sevdik.
Deneme çekimine nasıl hazırlandınız?
Lucy: Senaryoyu okur okumaz heyecanlanmıştım çünkü Lissa'ya anında bağlandım. İlk okuduğumda İngiltere'deydim sonra uçakla Los Angeles'a giderken hem kitabı okuyor hem de Lissa resimleri çiziyordum. En başından beri peşinde olduğum şey bu rolü oynamak için verilecek şans değil bu karakteri keşfetmekti.
Zoey: Deneme çekimleri sürecinde benim adıma ilginç bir hikaye yok. Benimki sıkıcı bir deneme süreciydi ama rolü almak ve karakterimi canlandırmak çok heyecan vericiydi çünkü Rose eğlenceli ve etkileyici biri. Hani uzun bir süre mükemmel bir rol için beklersiniz ya. İşte Rose, Daniel Waters tarafından öyle mükemmel repliklerle donatılmış biri. Böyle olunca da rolüm için çabalamak heyecan vericiydi. Belki de doğru bir kelime seçimi olmadı, neyse.
Dan ve Mark Waters ile birlikte çalışmak nasıldı?
Zoey: Birbirine bu kadar zıt başka iki kişi olamaz.
Lucy: Ve bu zıtlığa sahip olmaları çok eğlenceli. Birbirilerine çıkışmaları ve tartışmalarını izlemek çok keyifliydi.
Zoey: Dan ve ben aynı günde doğmuşuz, tabii ki aynı yılda değil!
Soundtrack albümü hakkında ne düşünüyorsunuz? Albümde yer alsaydı keşke dediğiniz bir şarkı var mı?
Zoey: Ablamın şarkılarından biri. Aslında ne komiktir ki Haim'in bir şarkısı yer alıyor. Ablam ve ben onlarla aynı okula gittik. Haim grubundan birisiyle aynı okuldaydım, ablam da grup elemanları ile çok yakındı. Uzun zamandır birbirimizi görmüyorduk, oldukça şaşırtıcı ve komik oldu.
Karakterlerinizin en çok hangi özelliklerini seviyorsunuz?
Lucy: Lissa'nın duyarlılığını, herkese açık kalbini ve yaşayan her şeyle empati kurabilme yeteneğini seviyorum.
Zoey: Eminim bunu daha önce de söylemişimdir, beni Rose rolüne çeken şey onun sertliği, komikliği, çekiciliği ve dünyada sahip olabileceğiniz en iyi arkadaş olmasıydı. Sadakatine hayranım.
Hali hazırda büyük bir fan topluluğu bulunan bir uyarlama filme dahil olmak ürkütücü müydü?
Lucy: Hayır, bence böylesine etkin bir fandom için bir şeyler yapmak ve onları başka bir boyuta taşımak çok heyecan verici.
Zoey: Katılıyorum. Ben de bu yönünü sevdim.
Rollerinizi aldığınızı öğrendiğinizde tepkiniz ne oldu?
Lucy: Biraz şoka girdim. Bunun gerçek olduğunu kavramam biraz zamanımı aldı.
Zoey: Ben çok korkmuştum ama bunu iyi bir işaret olarak algıladım.
Setteki en komik kişi kimdi?
Lucy: Zoey listenin en üstünde yer alıyor.
Zoey: Lucy komik olmak için fazla kibar. Lucy en kibar insandı. Bense en çok saçmalayan. Ve ayrıca Danila da bana komik geliyordu, yani bana çok fazla espri yapıyordu ama diğer insanlara kendini farklı yansıtıyordu.
Lucy: Herkesle farklı şekilde şakalaşabiliyordu. Şansınıza ne çıkacağını kestiremiyordunuz.
Arkadaşlığınıza hayranım, ki bu da seçmeler zamanında başlamış! Film çekimlerinin arkadaşlığınızı nasıl kuvvetlendirdiğini ve bir arkadaşta aradığınız özellikleri bana söyler misiniz?
Lucy: Bence beraber bir film çekiyorsanız karşınızdaki insanı çok farklı şekillerde tanıma ve onu anlama şansına erişiyorsunuz, güçlü anlarınızda da zayıf anlarınızda da birbirinizi görüyorsunuz.
Zoey: Lucy'ye hissettiğim yakınlık karşısında zaman eksik kalıyor, yani yaklaşık 1 yıldır birbirimizi tanıyoruz fakat sanki bundan çok daha uzun süredir tanışıyor gibiyiz. Çünkü beraber çok zaman geçirdik, kötü anlarımızda da iyi anlarımızda da birbirimizin yanındaydık. Bu derin anlayış aynı ailenin fertleriymişiz gibi hissetmemizi sağlıyor.
Lucy: Ve ayrıca beraber büyümüş gibi de geliyor, film çekimleri sürecinde çok büyüdüm ve bu süreçte Zoey ile birlikte olmak arkadaşlığımızı daha da derinleştirdi.
Filmdeki en sevdiğin set hangisiydi?
Lucy: Küçük tavan arasını çok sevdim; bütün o tozlu kitapları, kirli pencere camlarını. Tarihsel bir gerçekliği vardı. Orada bulunduğum zaman gerçek anlamda Vampir dünyasındaymış gibi hissediyordum!
Setten kıyafet, aksesuar ya da herhangi bir şey almanıza izin verilseydi bu ne olurdu? Ve nedeni?
Lucy: Equinox dansında Lissa'nın giydiği elbiseyi alma şansım olsaydı alırdım çünkü ona bayıldım ve çok güzel olduğunu düşündüm. Çekimlerde de uzun süre giydim ve o elbiseyle çok güzel anılarım var.
Zoey: O mükemmel okul üniforması ceketimi eve götürmek isterdim. O ceketin kendine has bir güzelliği var.
30 yaşındayım ama mutlaka bu filmi izleyeceğim, başkalarının ne düşünecekleri umurumda bile değil.
Zoey: Evet izlemelisin!!! Ve bütün o nefret etmeye hazır olanlara da bunu söylemelisin. Herkes eğlenecek! 30 yaşında olmak ve bu filmi izlemekte utanılacak bir şey yok, bu çok eğlenceli, amacına hiatp eden ve keyifli vakit geçirebileceğiniz bir film.
Vampir olmanın en sevdiğiniz yanı?
Lucy: Dişler. Ve de güçler.
Zoey: Kavga etmeyi öğrenme şansı yakalamak hoşuma gitti.
Selam Lucy, İngiliz aksanı kullanırken zorlanıp zorlanmadığını merak ettim?
Lucy: Hayır, aslında bir Avustralyalı için İngiliz aksanı yapmak o kadar da zor değildi çünkü kalıp ve tonlama olarak birbirine çok benziyorlar. Sanki Avustralya aksanı direk İngilizler'den gelmiş gibi.
Zoey: Yaptığı işte çok iyiydi, aksanı konusunda da çok sıkı çalıştı.
Filmde ve kitapta Rose ve Lissa arasındaki en favori sahneniz hangisi?
Lucy: İkimiz de final sahnesini çok sevdik, çünkü o sahnede her şey duruluyor ve biz sakince kilisenin tavan arasında takılıyorduk. Sorunları aştıktan sonraki o rahatlama duygusu çok hoştu.
Zoey: Filmde, Lissa ve Rose ilişkisinin sağlamlığını vurgulan gerçekten komik bir açılış sahnesi var, o sahnenin çok iyi olduğunu düşünüyorum.
Zoey ve Lucy, gece çekim yapmak nasıldı?
Lucy: Ters bir zaman diliminde yaşamak aslında oldukça eğlenceliydi.
Zoey: Karanlıktı.
Selam millet! Film için inanılmaz heyecanlıyım! Rollerinize nasıl hazırlandınız? Karakterleriniz hakkında Richelle Mead'den özel tüyolar aldınız mı? Bu sohbet için teşekkürler!
Zoey: Şey, elimde Rose Hathaway'in 6 ciltlik günlüğü vardı, yani onun bakış açısından yazılmış 6 kitap. Benim için önceden hazırlanmış şeylerle çalıştım.
Lucy: Onun [Lissa] macerasına ve psikolojik yolculuğuna dair her şeyi özümsemek adına ilk kitabı defalarca okudum. Richelle'in sete gelmesi, karakterlerinin nasıl oynanması gerektiği hakkında bizimle konuşması ve fikir vermesi de müthişti.
Londra'daki çekimlerin en güzel yanı neydi?
Lucy: Tiyatroyu ve orada sahnelenen mükemmel oyunları izleme şansı bulmak çok güzeldi.
Zoey: Hadi ama ben daha 19 yaşındayım ve İngiltere'de birkaç aylığına çekim yapacağım bir film projesine dahil oluyorum?! Bu hayatımdaki en mükemmel ve heyecan verici deneyimlerden biriydi! Ruhsuz biri değilim o yüzden eğlence neredeyse ben oradaydım. Oradaki insanların espri anlayışına da bayıldım, Amerika'dayken esprilerim biraz fazla ağır kaçıyordu ama İngiltere'de bu çok İngilizvariydi
Çektiğiniz en zorlu sahne hangisiydi?
Lucy: Sanırım benim için gücümü kullandığım sahnelerdi, çünkü insanları iyileştirdiğim ya da işkence gördüğüm sahnelerde hayal gücümü çok fazla kullanmak zorunda kaldım ve bilinmeyen bir duyguyu yaratmak oldukça zordu ama aynı zamanda da eğlenceliydi çünkü kendimi sınama şansı buldum.
Eğer serinin devam filmlerinin çekileceği kesinleşirse heyecanla film olmasını bekleyeceğiniz kitap hangisi olurdu? (Tabii eğer hepsini okuduysanız)
Lucy: 3. kitap.
Zoey: Bence 2. kitap!
Sami [Gayle] göründüğü kadar hoş biri mi?
Lucy: EVET. Gerçekten çok sevimli.
Sizce hangi çift daha ateşli? Lissa ve Christian mı? Yoksa Dimitri ve Rose mu?
Zoey: Lucy ve Dom'un dudaklarını GÖRDÜNÜZ mü???????
Eğer Moroi, Dampir ya da Strigoi'den (belki kötü olmak istersiniz, bilemedim) herhangi biri olabilseydiniz hangisini seçerdiniz?
Lucy: Moroi. Ama bazen kavga sahnelerinde falan Dampirler'i de kıskanmıyor değilim.
Zoey: Dampir diyorum.
Dominic Sherwood'u bir kelimeyle tanımlayacak olsaydın bu ne olurdu?
Zoey: Sevimli.
Favori vampir filminiz?
Zoey: Vampir Akademisi! Harika bir film ve kesinlikle izlemelisiniz.
Lucy: Katılıyorum.
Aktör ve müzisyenlerden oluşan çok yetenekli bir ekibimiz var. Sette en çok kim şarkı söylüyordu? Dominic mi, Danila mı, Dominique mi yoksa Edward mı?
Lucy: En çok Danila şarkı söylüyordu.
Zoey: Evet, Danila.
Vampir Akademisi'nde Rose ve Lissa'yı canlandırmasaydınız eğer hangi karakteri canlandırmak isterdiniz?
Zoey: Bence Natalie.
Lucy: Victor.
Serinin devamı hakkında ne kadar şey biliyorsunuz?
Lucy: Hepsini desem? Ama burada ipucu vermeyeceğiz!
Aranızda psikolojik bir bağ oluştu mu?
Lucy: Bir nevi evet. Zoey bir şekilde neler hissettiğimi ve ne yaptığımı biliyor ve birbirimizin hareketlerini çok iyi okuyoruz. Birbirimizi gerçekten çok iyi tanıyoruz.
Zoey: Evet diyorum. Eğer bir filmde rol icabı bir erkek bana aşık olursa bunu gerçek hayata yansıtmam ama bu filmde Lucy ve benim ilişkim, Rose ve Lissa'nınkinin aynadaki yansıması gibiydi. Pek çok filmde insanlar gerçekte hayatta da bir şeyler yaratma zorunluluğu hissederler fakat bizimkisi kendiliğinden gelişti.
Serinin devamının oyunculuk açısından sizi daha da zorlayacağını düşünüyor musunuz? Şili'den kucak dolusu sevgiler :)
Lucy: Şili'ye kucak dolusu sevgiler! Lissa'nın tüm bu büyüme sürecine şahit olmayı çok isterim. Bir karakteri bu kadar uzun süre canlandırma ve onların macerasına tanık olma şansını yakalamak gerçekten çok güzel olurdu. Umuyorum ki onlarla birlikte büyürüz.
Zoey: Evet!
Vampir olarak kendinize herhangi bir güç seçme şansınız olsaydı bu ne olurdu?
Lucy: Ben Ruh derdim çünkü Lissa'yı bu kadar çok sevme nedenlerimden biri de bu. İyileştirici yeteneğe sahip olmak bence dünyadaki en güzel şeylerden biri.
Zoey: Hımm, ben büyü gücüm olsun istemezdim. Çünkü bütün fantastik hikayelerde böylesi sihirli güçlere sahip olan herkes yeteneklerinden şikayetçiymiş gibi hissediyorum. Ama dürüst olmak gerekirse akıl okumak isterdim.
Zoey, yeni projen 'Midnight Rider' konusunda heyecanlı mısın?
Zoey: Çok heyecanlıyım, bu çok farklı bir proje çünkü böylesine bir karakteri daha önce canlandırmamıştım ve projeye dahil olan insanlar da muhteşem isimler. Tekrar film çekmek için sabırsızlanıyorum!
En sevdiğiniz 3 film. Haydi başlayın!
Zoey: Bilmiyorum! Bu konularda her zaman yalan söylüyorum ama bugün Reddit'te dürüst oluyorum.
Lucy: Yüzüklerin Efendisi, Aslan Kral, Sil Baştan (Eternal Sunshine of the Spotless Mind).
Bir günlüğüne erkek olsaydınız neler yapardınız?
Zoey: İdrarımla kuma adımı yazmak isterdim.
Lucy: Daha önce bunu hiç düşünmedim. Çok feminist biri olarak büyüdüm ve bir erkeğin yapabileceği her şeyi bir kadın olarak benim de yapabileceğimi düşünmek hoşuma gidiyor.
Lucy, Amerika'da hayat nasıl? Avustralya sahillerini ve sörf yapmayı özledin mi?
Lucy: Avustralya'yı çok özledim. Amerika'yı da çok seviyorum ama Avustralya unutulması çok zor bir yer çünkü orası her zaman bana ait olacak.
İçe mi yoksa dışa mı dönük insanlarsınız? (Bana bütün aktrisler dışa dönükmüş gibi gelir)
Zoey: Çok içime kapanığım. Çoğu zaman asla fikrimi söylemem. Ve bu da bir yalandı.
Lucy: Çocukken çok sessizdim, konuştuğumda kimse dediklerimi duymazdı bu yüzden ailem sesimi bulabilmem adına beni konuşma ve drama eğitimine gönderdi. Ve buldum! Yani doğal olarak utangaç biriyim ama duygularımı açıkça söyleyebilmek adına eğitim aldım.
Zoey ve Lucy'nin Reddit sohbetinden ayrıldığında "Oldukça garipti yahu." diyeceklerini hayal edebiliyorum.
Zoey: Söyledim bile. Ve not: Hoşuma gitti.
'Selam Brezilyalı hayranlar, Seni seviyoruz' diyebilir misin, lütfen?
Zoey: Selam Brezilyalı hayranlar sizi seviyoruz, lütfen!
Hayranlarınız hakkında neler hissediyorsunuz?
Zoey: Onları çok seviyoruz! Muhteşemler ve çok tutkulular! Onlara ilham kaynağı olduğumu söylediklerinde bunu hak etmediğimi hissediyorum.
Selam kızlar! Galalarda giyeceğiniz elbiseleri seçtiniz mi? Ve moda stilinizi nasıl tanımlarsınız? Hindistan'dan kucak dolusu sevgiler!
Lucy: Hindistan! Bu harika! Ben hep rahat ve biraz da hippi gibi giyinen biriyim ama artık kıyafetlerim konusunda daha artistik ve eğlenceli seçimler yapıyorum. Galada giyeceğim kıyafet konusunda bir fikrim var ama henüz karar vermiş değilim.
Zoey: Hindistan'ın neresindesin? Ben de gitmek istiyorum! İki tane stilim var biri oldukça sofistike ve diğeri ise vintage alışverişlerin sonucunda oluşan aşırı bohem bir stil. Yani ikisi de birbirini tamamlıyor.
Zoey ve Lucy! Brezilya hakkında ne düşünüyorsunuz? Burada çok ateşli hayranlarınız var! Sizi çok seviyoruz!
Lucy: Her zaman Brezilya'ya gitmek istemişimdir!
Zoey: Ben de!
Lucy: Oraya gitmek ve Amazon Ormanları'nda kaybolmak istiyorum.
Zoey: Brezilya delicesine sadık hayranlara sahip. Sürekli insanların 'Seni seviyoruz, Brezilya!!!' dediklerini görüyorum.
Hepiniz çok gençsiniz! Her zaman merak etmişimdir siz genç oyuncular usta aktörlerin karşısında tutulup kalıyor musunuz? Onlarla karşılıklı oynarken ya da onlar ortamdan uzaklaştıktan sonra?
Zoey: Evet yapıyorum! Bence bu bir saygı belirtisidir. Bu konuda en iyi kişi kim biliyor musunuz? Sarah Hyland. Sarah, usta oyuncu arkadaşlarına saygı göndermenin önemini biliyor, onun bu yönünü çok seviyorum çünkü onların karşısında heyecanlanmakla sinir bozucu olmak arasında çok ince bir sınır vardır. Ve ben de usta oyuncalara, onlara hayran olduğunuzu göstermek hoş bir şey.
Lucy: Sanırım öyle biriyle birden bire tanıştığım bir ortamda hiç bulunmadım.
Selam kızlar! İlk önce ikinizi de çok sevdiğimi söylemek istiyorum! Ve sorum şu: MTV Movie Brawl hakkında ne düşünüyorsunuz? Gurur duyuyor musunuz?
Zoey: Gururluyum ama henüz kazanmadık! Lütfen oylamaya devam edin!
Lucy: İnsanları oylamaya teşvik edin, lütfen...
New York'ta bir fan buluşması yapacak mısınız?
Zoey: Önümüzdeki hafta New Jersey'de bir tane olacak sanırım? Perşembe günü Paramus Alışveriş Merkezi'nde.
Zoey, en sevdiğin yemek nedir?
Zoey: Hepsi.
Şimdiye kadar yaptığınız ya da maruz kaldığınız en güzel eşek şakası nedir?
Lucy: Hiçbir fikrim yok!
Zoey: Benim de...
Favori şarkıcınız/müzik grubunuz hangisi?
Lucy: Avustralya müziklerini seviyorum, Matt Corby, Cat Empire, Xavier ve Ben Howard gibi.
Lucy, Mako Island dizisinin 2. sezonu olacak mı ve sen diziye geri dönecek misin? Ve Zoey, senin denizkızı olman hakkında ne düşünüyor?
Lucy: Maalesef 2. sezonunda yer almayacağım. Fakat başarılı ve mükemmel olmasını diliyorum.
...ve size ilham veren müzikler var mı?
Lucy: Florence and the Machine...
Zoey: Müzik dikkatimi dağıtıyor, geri planda şarkı çalmasını sevmiyorum... yoğun duygular hissettiriyor ve yoğun duygular hissetmekten hoşlanmıyorum.
Zoey, eğer MTV Movie Brawl'ı kazanırsanız galada Danila'yı öper misin?
Zoey: Tabii, neden olmasın?
Sarah Hyland, Grammy Ödülleri'nde verdiği bir röportajda sizin için 'İkisi de çok güzel, onlara bakıp (iniltiler çıkarıyor) bu hale gelebilirsiniz.' dedi.
Zoey: Öyle mi dedi, cidden? Kendisi de çok güzel. Küçük bir oyuncak bebek gibi... ona fena halde vurgunum, çok seviyorum. Evet, arkadaşınız bile olsa onlara vurulabiliyorsunuz.
Zoey, Lucy'e internet kullanmayı öğretecek misin?
Zoey: Çalışıyorum aslında, böylece Twitter'daki bütün sorumluluğu üzerime almış olmayacağım. Ama eğer internette takılmak istemiyorsa, takılmayacaktır. Ben onu bu haliyle seviyorum.
Selam! Türkiye'ye gelmeyi düşünüyor musunuz? Türkiye'de çok fazla Vampir Akademisi hayranı var ve biz Rose ve Lissa'mızı görmek istiyoruz!
Lucy: Bir gün Türkiye'ye gitmeyi çok isterim!
Çeviri: elwiens
Reddit
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder