2 Mart 2014 Pazar

Vampir Akademisi Film Yorumumuz

*Bu bir sabit posttur. Bloga eklenen yenilikler için biraz daha aşağıya ininiz.


Vampir Akademisi dedik dedik sonunda gittik izledik. Bu hikaye bildiğiniz vampir hikayelerinden çok bir gençlik, lise draması. Drama dediğime bakmayın aslında bir o kadar da eğlenceli. Neyse film yorumumuza gelelim.

Film tek kelimeyle MÜTHİŞTİ! Evet, uzun zamandır genç-yetişkin uyarlamalarından ağzı yanan seyirci belki temkinle yaklaşacaktır ama kesinlikle diğerlerinden çok daha farklı ve başarılıydı. Tereddüt etmeden gidin izleyin. Eminiz çok keyifli vakit geçireceksiniz! :)

Uyarı: Yorumumuzun devamı spoiler içerebilir.

Rose ve Lissa'nın okula getirilişi kitaptakinden daha görkemliydi. Daha ilk andan Strigoiler'in olaya dahil edilmesi, sırayla anlatılan Dampir ve Moroi'lerin ardından o türün nasıl bir varlık olduğunu göstermek adına çok mantıklıydı. Ve tabii Dimitri'nin tek eliyle 5-10 adamı nasıl devirdiğini göstermek adına da. Evet ona boşuna Tanrı demiyorlar!

Hadi yorumumuza oyuncularla başlayalım...

Her ne kadar herkes hayellerindeki Dimitri Belikov'un Danila Kozlovsky olmadığını, olamayacağını söylese de fiziksel özellikler bir kenara bırakıldığında [sanırım artık uyarlamalardaki karakterlerin fiziksel özelliklerine takılmıyoruz değil mi? Özellikle de The Hunger Games (Açlık Oyuncuları), The Mortal Instruments (Ölümcül Oyuncaklar) ve Divergent'ten (Uyumsuz) sonra?] bizce Danila, Dimitri Belikov'un ta kendisiydi.

Zoey'nin Rose yorumuna diyecek lafımız yok. Ağzımız açık izledik. Beklediğimizden çok ÇOK daha iyiydi. YOU GO GIRL! Kesinlikle çok başarılı, mizahi açıdan tamamen Rose'du. Dan Waters'ın Zoey hakkında bir yorumu vardır; "Rose'un nerede bittiğini, Zoey'nin nerede devreye girdiğini bazen kestiremiyorum," diye. İşte aynen öyleydi. Hangisi Rose'du? Karakteriyle bütünleşmek dedikleri bu olsa gerek.

Lucy, mükemmeldi diyemeyiz ama onun için kötü demek doğru olmaz. Lissa benim (elwiens) kitaplarda çok sevdiğim bir karakter değildi fakat filmde tam tersine aşırı sevdim. Her şey bir yana bir kere filmdeki Lissa çok daha akıllı ve gözünün önündekileri görebiliyor Bkz. Dimitri & Rose yakınlaşmasını (3. kitapta değil de) anında fark etmesi. Yani bizce Lucy ve Dan Waters ortaklığıyla çok daha iyi bir Lissa yaratıldı.

İtirazım var! Ben (yani cenup) kitaplarda Lissa'yı Rose'dan daha çok seven biriyim ve Lucy'nin filmde çok başarılı olduğunu düşünüyorum, yani bu konuda elwiens'e tamamıyla katılmamakla birlikte Dan Waters ve Lucy'nin çok iyi bir iş çıkardıkları kısmında hemfikirim.

Christian, our fire boy! Kesinlikle müthişti. Kitaptakinden daha ciddi bir Christian yansıtılsa da bizce bu işi çok iyi kıvırdı. Ray'i yaktığı sahnedeki bakışları, Lissa'ya olan ilgisi... Tıpkı Zoey'de olduğu gibi Dominic Sherwood değil de sanırım artık kendisine direk Christian Ozera gözüyle bakabiliriz.

Sarah Hyland'ın ne kadar mükemmel bir ineğe (ve ardından Strigoi'ye) dönüştüğüne değinmeden geçmek istemiyoruz. Hikayeyi bilmeyen herkesi parmağında oynattı diyebiliriz sanırım. Son sahnelerdeki performansı muazzamdı!

Cameron Monaghan, Shameless'tan takip ettiğimiz ve çok sevdiğimiz bir oyuncuyken en sevdiğimiz rollerden birine seçildiğinde (Mason Ashford) ne kadar heyecanlandığımızı hatırlıyorum da... yüzümüzü hiç kara çıkarmadı. Harikaydı. Umutsuz aşık ama gururlu halleriyle bir kez daha gönlümüzü kazandı. Mason'ı devam filminde görmek ve Cameron'ın çıkaracağı performansı izlemek için sabırsızlanıyoruz!

Joely Richardson ve Claire Foy bize kalırsa bir avuç sahneleriyle filmi kotaran isimlerdi. Joely'nin baskın aksanı ne müthiş bir şeydi öyle, değil mi? BAYILDIK! Claire'e ise söyleyecek söz bulamıyoruz... psikotik halleriyle bizi adeta ekrana kilitledi. Devam filmleri çekilirse bu iki isimden daha nice muazzam performanslar göreceğimizden eminiz. Filme kalite kattıkları aşikar. Ve yine cenup araya girer; benim filmdeki favori performansım kesinlikle Claire Foy'a ait. İnanılmazdı.

Senaryo; evet ilk defa bir film ekibi kitaba çok sadık kaldık dediğinde gerçekten bunu demek istemiş, kanıtını izledik. Fakat keşke biraz da kitap okuru olmayan insanların anlayabileceği şekilde değiştirilseydi demekten kendimizi alamadık. Mesela 'Ruh' elementi için girişilen araştırmalardan biz okurlar bile bir şey anlamamışken, diğer seyircilerin anladığından şüpheliyiz. Sinemadan çıkanlara Ruh elementi nedir? Gölge Öpücüğü nedir? Anlayabildiniz mi? diye sorup araştırma yapmak isterdik... Açıklamalar yetersizdi biraz. Bu yetersizlik konusunda bir başka örnek daha; Dimitri, Rose'a neden yardım etmek istiyor? Fazla geçiştirilmişti... Sevmedik. Fakat senaryonun geneli gayet iyiydi. Replikler bire bir taşınmıştı diyemeyiz fakat çok daha iyi bir hale getirilerek karakterlere monte edilmiş. Dan Waters'ı bu konuda gerçekten kutlamak lazım. Gençlerin dilini çok iyi biliyor. Richelle'in düşünemediklerini ekleyerek pek çok şeyi daha gerçekçi kılmış. Hele ki bazı esprileri beni (elwiens) benden aldı: "Atardamarından birkaç al yuvarı eksik." Bu repliği kim kime söylüyor burada yazıp spoiler vermek istemiyoruz ama müthiş dahiyane bir replik. Bir deyim vampir dünyasına bu kadar güzel adapte edilemez.

Filmin genel anlamda ruh haline değinecek olursak, aksiyonu yerinde, romantizmi eksik, esprisi boldu. Öyle bayat espriler de değildi yani, çok yerindeydiler. Romantizm konusuna detaylı değinmek istiyorum. Kitapta aralarında çok derin bir çekim olan Rose ve Dimitri son sahneye kadar inanılmaz düzdü... özellikle de Dimitri. "Rozam" deyişinde bile hiçbir duygu yoktu diyebiliriz sanırım. Bunun sebebi nedir bilmiyoruz ama ikili arasındaki kimyayı çok sevdiğimizi söyleyemeyeceğiz. Hoş kimyası iyi olan Lissa ve Christian da romantizm konusunda oldukça eksikti. Sahi onlar ne ara aşık oldu? Her şey çok hızlı geliştiği için duygusal eksiklik kendini fazlasıyla gösterdi. Neyse ama bu filmi sadece ilişkiler ve romantizm için izlemeye gitmedik zaten değil mi?

Filmi izledikten sonra devam filmleri için olan isteğimiz de tavan yaptı. Özellikle her ikimizin de favorisi Adrian Ivashkov'un filmle birlikte hayat bulmasını çok ama çok istiyoruz! Şu durumda biraz zor gibi görünüyor olsa da OVAM bizi bu konuda pozitif düşünmeye davet ediyor. Devam filmleri ama özellikle Buz Öpücük için umut etmeye ve beklemeye devam!

KISACA BİZ, KİTAP HAYRANLARI OLARAK FİLMİ ÇOK SEVDİK, ÇOK BEĞENDİK. SİNEMADAN ÇOK MUTLU AYRILDIK. SİZ DE GİDİN İZLEYİN, BİZCE HİÇBİR ŞEY KAYBETMEYECEKSİNİZ :)

5 yorum:

  1. Film gerçekten güzeldi yani keyifli vakit geçireceğiniz garantiydi. Açıkçası beklentim çok yüksek değildi ama beni şaşırtmaları çok hoşuma gitti :)

    Rose'a gelirsek Zoey tam bir Rose'du! GERÇEKTEN! Alaycı ve seksiydi.. Ayrıca dövüşürken hiç zorlanıyormuş gibi gözükmüyordu. Tuttuğunu koparmış Zoey. Filmi izledikten sonra başka birisi Rose'u oynayamazdı diye düşündüm.

    Danila, Danila, DANİLA........ KESİNLİKLE MÜKEMMELDİ ! Yani onu ilk kez spor salonunda gördüğümde verdiğim tek tepki "OHA!" oldu. O gerçekten bir Tanrı'ydı. Ayrıca gülüşü hakkında konuşmak bile gereksiz :) Kimse beğenmedi en başında onu ama Vampir Akademisi'ni izleyen herkesi yanılttı bence...

    Lucy ise hanımefendiliğiyle ve duruşuyla çok güzel bir prensesti. Lissa'nın hakkını vermiş. Ben çok sevmezdim kitap serisinde Lissa'yı ama filmde ısındım.

    Dominic Ray'i yaktığı sahnedeki oyunculuğuyla izleyicilerin gönlünü fethetti :)

    Kısacası herkes çok iyiydi ama senaryo da eksiklikler ve hatalar vardı bence. Mesela Dimitri, Rose'a babasını 10 yaşında dövdüğünü söyledi oysaki kitapta 13 yaşında dövdüğünü söylüyordu. Bu hiç kimseye inandırıcı gelmedi. Ayrıca romantizm çok azdı evet seride çok romantik bir seri değil ama yani Dimitri ne zaman Rose'u sevmeye başladı anlamadım ya da Christian ve Lissa.. Bunlara değinilmesi gerekirdi. Ayrıca Dimitri ilk defa Roza dediğinde daha özel bir yerde demesini isterdim. Bir de Rose, Dimitri'ye aşık olduğunu söylemiyordu kimseye tamam Lissa'nın öğrenmesi güzel oldu ama Natalie'ye söylemesi saçmaydı. Ama artı yanlara geçersek mesela Rose'un Lissa'yı kaçırırken gardiyanlarla dövüşmesi çok iyi oldu bu onun gelecekte ne kadar iyi bir gardiyan olacağının işaretiydi. Ayrıca replikler ! Gerçekten süperdi :) Mesela Rose'un Dimitri'ye "Heykel gibisin yavrum" demesi ya da "Atardamarından birkaç alyuvarı eksik" repliği gerçek çok iyiydi :D

    Son bir şey eklemek istiyorum film hakkında şehvet sahnesi biraz daha uzun tutulabilirdi. Çok hızlı oldu ve bitti. Mesela Rose odaya ilk girdiğinde her ne kadar büyü de olsa biraz daha yavaş hareket edilmeliydi. Daha romantik olmalıydı... Dimitri'nin "O kadar güzelsin ki canım yanıyor" sözünü duymalıydık. Bu söz kitabın en önemli sözüydü...

    Ama yinede film beni mutlu etti ! Gerçekten :) Hayal kırıklığına uğramadım :) Umarım sizde uğramazsınız :D Seriyi seven birinin beğeneceği bir filmdi :) Emeği geçen herkesi tebrik ederim ve teşekkür ederim :)

    YanıtlaSil
  2. Bence film kitaba hakaret olarak görülebilir.

    YanıtlaSil
  3. VA hayranısınız ve filmi beğendiniz? Anlayamıyorum arkadaş ya, acaba ben VA diye farklı bir film mi izledim? Uyarlamalardan ağzı yanan demişsiniz ve VA buna mükemmel bir örnek. Kitabın mükemmelliği film de yoktu. Ayrıca Lissa'nın Rose'un Dimitri'yi sevdiğini anlaması ayrı sinirimi bozdu. Sen 3. Kitapta olan şeyi nasıl ilk filme koyarsın? Hayal kırıklığıydı.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Biz filmi izledik ve beğendik, siz izlemişsiniz ve beğenmemişsiniz bu gayet doğal. Biz sizin görüşlerinizi (hani zevkler ve renkler tartışılmaz derler ya) yargılamıyoruz sizin de bizimkini yargılamaya hakkınız olduğunu düşünmüyorum. Buyurun istediğiniz şekilde film yorumunuzu yazın ama bunu lütfen işe bizim görüşlerimizi katmadan, katacaksanız da belli bir üslup içinde yapın lütfen. Teşekkürler.

      Sil
  4. VA hayatımda büyük etki yapmış muhteşem bir seriydi.Filminin tamamen kitaba uygun olmasını çok isterdim. Ama filmi de kitaptan ayrı düşününce gayet hoş. Hatta devamı gelmemesine çok üzüldüm. Bilmiyorum. Eminim film kitap ile birebir olsaydı. Okuyucunun beklentisini tatmin edecekti. Alacakaranlık gibi -benim fikrimce- bir seri bile yankı yapmış. VA bunun bir hayli üstünde olabilirdi.
    Ben kitap ve filmi bir birinden uzak tutmaya karar verdim. Filmi izledigimde bu okuduğum kitap değildi dedim. Ama kitabı okumamış biri için başarılı bir vampir filmi denebilir.

    YanıtlaSil